23 Mart 2015 Pazartesi

Şemsi Paşa Külliyesi




Üsküdar İskelesi’nin sağında cami, medrese, çeşme ve türbeden oluşan küçük bir yapı topluluğudur. Şemsi Paşa 1580’de Mimar Sinan’a yaptırmıştır. 1940’da onarılmıştır. Avlunun güneydoğusunda cami ve türbe, kuzey batısında medrese odaları yer almaktadır. Cami kare planlıdır, ana mekân sekiz köşeli kasnağa oturan merkezi kubbeyle örtülüdür. Yapının içi kalem işi süslemelidir. Mermer mihrap ve ahşap minber mukarnas kabartmalı desenlerle bezelidir. Tek şerefeli minare camiye bitişiktir. Dikdörtgen planlı türbe tonoz örtülüdür. L biçimi medrese, önü revaklı kubbeli odalar planındadır. Odaların ortasında yer alan dershane kare planlı bir yapıdır. Yapı günümüzde kitaplık olarak kullanılmaktadır. 


Rivayet olunur ki; III. Murat’ın sadrazamı Sokullu Mehmed Paşa bir cami yaptırır. Tabi kuşlar bu camiyi de tüm diğerleri gibi yalnız bırakmazlar ve haliyle de pislerler. Şemsi Paşa da bunu alay konusu edip: “Sokullu, yaptırdığın camiye kuşlar pislermiş.” diyerek Sokullu’ya sataşır. Sokullu ise tüm ağırbaşlılığıyla: “Allah’ın yarattığı mahluk işte, açıkta olan her yere pislemesi mümkündür” der. Şemsi Paşa’nın bu alaycı tavrının altında siyasi çekişmeler yer almaktadır aslında.

“Şemsi Paşa, Sokullunun sadrazamlığında, II. vezir olarak görev yapmaktaydı. Bu sırada III. vezir olan Piyale Paşa, padişahın kız kardeşiyle evlenince, II. vezirliğe yükseltildi. Tabi Şemsi Paşa da III. vezirliğe düşürüldü. Bu durum üzerine Sokullu Mehmed Paşa ile tartışmaya tutuşan Şemsi Paşa, yine Sokullu tarafından bu görevden alındı. Şemsi Paşa şanslıydı. Bir zaman sonra Sokullu Paşa, çevresindekilerin (Şemsi Paşa’ya yakın kişiler) ısrarı ve ricası ile Şemsi Paşa’yı tekrar göreve aldı. Ardından Piyale Paşa’nın vefatı ve Sokullu’nun suikaste kurban gitmesiyle birlikte Şemsi Paşa sadrazam oldu.”

Gün gelir, Şemsi Paşa da bir cami yaptırmak ister, ister ya o zaman da Sokullu’ya söyledikleri gelir aklına. Düşünür, düşünür… Sonunda çareyi bir tek kişide bulacağını anlar ve Mimar Sinan‘a gider. Durumu anlatır ve “Senden öyle bir yere cami yapmanı istiyorum ki üstüne kuşlar pislemesin” der. Sinan bir müddet düşündükten sonra, bunun mümkün olduğunu söyler ve işe koyulur. Gerçekten de camiyi öyle bir yere yapar ki, kuşların konması bir yana etafında uçmaları bile çok zordur. Zira camiyi Karadeniz’den ve Marmara’dan esen rüzgarların kesiştiği bir noktaya inşa etmiştir Mimar Sinan. Böylece ters rüzgarlar kuşların camiye konmasına engel olur. Caminin minaresini ise rüzgara göre özel konumlandırmıştır. Rüzgarlar dövdükçe, minareden çıkan uğultular kuşları kaçırmaya yarar.


İşte bu sebepten Üsküdar’daki caminin adı aslında Şemsi Ahmet Paşa olmasına rağmen halk arasında Kuşkonmaz Camii olarak bilinir. Eğer Kuşkonmaz Camii’ne gelirseniz siz de burda oluşan ters rüzgarı ve dalgaların şiddetini kolayca fark edebilirsiniz. Mimar Sinan’ın eşsiz eserlerinden biri olan cami aynı zamanda Şemsi Paşa’nın da ebedi istirahatgahıdır.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder